11 Aralık 2011

Oyuncakların Dili


Deneyimsel Oyun Terapisi

 Bebekler oyun oynar. Çocuklar oyun oynar. Gençler oyun oynar. Yetişkinler oyun oynar ve yaşlılar oyun oynar. İnsan, yakınında oyun oynayabileceği birini bulursa onunla oynar. Çevresinde kimse yoksa kendi başına oynayacağı bir oyun bulur. Kimi zaman nasıl oynanacağını bildiği bir oyun oynar. Kimi zaman ise oyunun kurallarını o anda uydurur ve oynamaya başlar. Can sıkıntısını geçirmek, bir şeyler öğrenmek, birileriyle ilişki kurmak, tatsız bir düşünceden kurtulmak veya sadece zamanı öldürmek oyun oynamanın nedeni olabilir. İnsanın oyuna olan ilgisi her zaman aktif bir rol alma gereği taşımaz. Bazen başkalarının oynadığı oyunlara izleyici olarak eşlik eder. Televizyon dizilerinde ya da filmlerde “…mış gibi” yapan insanların oluşturduğu hayal dünyasına ortak olur. Tiyatro oyunları ya da dans gösterilerini takip eder. 22 insanın bir topun peşinde koştuğu bir futbol maçını tribünde veya televizyon karşısında izler.

Oyun, tüm insanları çevresinde toplamasına karşı çocukların hayatındaki yeri çok daha önemlidir. Oyun, çocukların ve özellikle bebeklerin henüz yabancısı oldukları çevreye uyum göstermeleri için kusursuz bir araçtır. Bilişsel, duygusal ve fiziksel gelişim üzerinde olumlu etkisi vardır. Ayrıca toplumsal ilişkilerin anlaşılması ve olumlu davranışların kazanılmasında oyunun yeri önemlidir.

Çocuklar oyun oynarken, çevresinde gördüğü neredeyse her tür nesneyi bir şekilde oyuna dahil edebilir. Bir sandalye, uzay gemisine dönüşebilir ya da bir karton kutu kocaman bir ev olarak hayal edilebilir. Bir çocuğun oyun oynaması için kendi hayal gücü dışında aslında hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Ancak yine de çocukların oyun dünyasını zenginleştirmek amacıyla pek çok farklı oyuncak üretilir ve bu oyuncaklar sadece oyun zenginliğini artırmaz. Aynı zamanda çocukların bir iletişim aracı olarak da kullandıkları oyunun alfabesini oluşturur.

Deneyimsel Oyun Terapisi, oyunu ve oyuncaklar yoluyla kendini ifade eden çocuklarla aynı dili kullanarak, iyileştirici etkisini ortaya koymayı amaçlar. Güvenli bir ortamda çocuk koşulsuz olarak kabul görür. Bunun yanı sıra her seansın sonunda, var olan durumu paylaşmak ve çocukların oyunlarında kendilerini nasıl ifade ettiklerini anlatmak amacıyla ebeveynlerle de görüşülür.

Oyuncaklar ne anlatır…

Deneyimsel Oyun Terapisi’nin yaratıcıları olan Carol ve Byron Norton, yıllar süren çalışmaları sonunda her oyuncağın çocuklar için farklı anlamlar taşıdığını tespit etmişlerdir. Çocukların çalışma sırasında yaptıkları oyuncak seçimi ve bu oyuncaklarla oynama şekli yaşadıkları sorunun ortaya çıkmasında ve çözülmesinde son derece önemlidir.

Örneğin; bir çocuk tabanca, tüfek gibi oyuncakları kullanıyorsa öfkesini ifade etmeye çalışıyor olabilir. Oyuncakları kullanarak kale, şato gibi korunaklı alanlar oluşturmaya çalışan bir çocuk yüksek ihtimalle kendini güvende hissetmiyordur ve güvenli bir alana ihtiyaç duyuyordur. Arabalarla oynayan bir çocuk, tehlikeli bir yerden uzaklaşmaya çalışıyor ya da maceracı ruhunu ortaya koyuyor olabilir. Battaniyeye sarılan ya da biberon, emzik gibi şeylerle oyun kurmaya çalışan bir çocuk bebeklik çağındaki bazı sorunları anlatmaya çalışıyor olabilir. Evcil hayvan oyuncakları genellikle aile, ilişki, korunma gibi anlamlar taşırken, vahşi hayvan oyuncakları güç, saldırganlık, hayatta kalma gibi anlamlar taşır. Çocukların oyun sırasında yarattığı alanlar da içinde bulundukları durumla ilgili ipucu verir. Orman, mağara gibi alanlar saklanma, kaçma isteği, sır, macera arayışı, ırmak ve denizler, yolculuk, uzaklaşma, güç, hastaneler, hastalık, ölüm, ayrılma korkusu ya da iyileşme isteği gibi anlamlar taşıyor olabilir.

Burada özellikle dikkat edilmesi gereken şey hiçbir oyuncağın kesin bir anlamının olmamasıdır. Çocuğun nasıl bir ruh haliyle oyun oynadığı oyuncakların ve kurulan oyunun anlamını değiştirir. Oyuncak ayısını bir köşeye bırakan çocuk yeterince ilgi görmediğini anlatırken, aynı oyuncağa sarıldığında ihtiyacını duyduğu sevgi ve şefkati bulduğunu anlatıyor olabilir. Bu nedenle bir çocuğun oyununa dahil olunduğunda onun nasıl bir dönemde olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir.

Oyun Terapisti / Psikolog
Tolga Erdoğan